Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde danışmanlığını yapan Karar yazarı Akif Beki, YSK’nın seçim iptali kararına “Murdar etin kavurmasından kim ne umacaksa hayrını görsün” diye tepki verdi.
Ak Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde danışmanlığını yapan Karar gazetesi yazarı Akif Beki, YSK’nın İstanbul seçimi iptali ve yenilenmesine ilişkin karara tepki gösterdi. Beki, yazısında “Sandık kurullarında kimliği hala belirsiz çok gizli bir hırsızlık teşkilatının izleri yakalanmış. Bu çete, geçen Haziran’daki cumhurbaşkanlığı seçimlerini çalmaya tenezzül etmemiş. Ondan önce, sistemi değiştiren Anayasa referandumunda da devreye girmemiş. Bekleyip bekleyip yerel seçimlerde harekete geçmiş ama onda da sadece İstanbul’da ve sadece büyükşehir başkanlık pusulalarında organize hile yapmış. Aynı zarftan çıkıp aynı kurullarda sayılan diğer üç oya elini bile sürmemiş filan…” ifadeleri kullandı.
Akif Beki “Şimdi murdar oldu işte sandık” başlığıyla yayımlanan yazısında, “Binali Yıldırım’ın dediği çıktı, seçim de sandık ve demokrasi de asıl şimdi murdar oldu işte. Murdar etin kavurmasından kim ne umacaksa hayrını görsün.” dedi.
Beki yazısının ilgili bölümünde şunları kaydetti:
“‘367 garabeti’ diye, bir kara leke olarak demokrasi ayıpları tarihimize geçmişti CHP’nin AYM’ye aldırdığı karar. Bugünü hazırlayan da, yargının siyasi çekişmeye alet edildiği o utanç verici zorlamalar olmuştu. Halkta infiale varan tepkiler, AK Parti ve Erdoğan’a destek ve sahiplenme şeklinde kendini göstermişti.
Cumhurbaşkanını halka seçtirme karşı hamlesiyle başladı, coşa coşa mevcut tek başlı cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine kadar getirdi ülkeyi velhasıl o yanlışlar.
Kadere bakın; benzer bir garabete bugün AK Parti iteklemesiyle imza atılıyor. Fakat kendisine karşı denenen zorlama yöntemler ve ön kesme taktikleri gibi bunun da ters tepmeyeceği, hakkı yenerek mağdur edildiği düşünülen siyasi aktörleri büyütmeyeceği ne malum?
Bu riski görerek alıyorsa, 2015’te yenilenen seçim sonuçlarının tekerrür edeceğine, İstanbul seçmeninin 23 Haziran’da pişmanlık oyu kullanacağına dair güçlü hisleri vardır iktidarın. Garanti değilse bile bu hesabın bir sağlaması yapılmıştır.
Peki ama, Marx’ın, ilkinde trajedi olanın ikincisinde ancak komedi ve maskaralık olarak tekrarlanacağı tespiti de hesaba katılmış mıdır?
Sandık kurullarına Cingöz Recai sızsa ancak bu kadar olur. Arsen Lüpen karakterinden uyarlanmış şu yerli kibar hırsız tiplemesinin macerası gibi anlatılıyor baksanıza.
Sandık kurullarında kimliği hala belirsiz çok gizli bir hırsızlık teşkilatının izleri yakalanmış. Bu çete, geçen Haziran’daki cumhurbaşkanlığı seçimlerini çalmaya tenezzül etmemiş. Ondan önce, sistemi değiştiren Anayasa referandumunda da devreye girmemiş. Bekleyip bekleyip yerel seçimlerde harekete geçmiş ama onda da sadece İstanbul’da ve sadece büyükşehir başkanlık pusulalarında organize hile yapmış. Aynı zarftan çıkıp aynı kurullarda sayılan diğer üç oya elini bile sürmemiş filan…
Peyami Safa’nın kulakları çınlasın; bu kadar fantastik maval, hırsızların zevkine göre çaldığı hafiye romanlarında bile yok.
Binali Yıldırım’ın dediği çıktı, seçim de sandık ve demokrasi de asıl şimdi murdar oldu işte. Murdar etin kavurmasından kim ne umacaksa hayrını görsün.”